çıkmak

çıkmak
çıkmak <-ar>
1. (-den) (hervor)kommen (aus D); stammen (aus D); Käfer usw kriechen (aus D); Arbeit, Stellung aufgeben, ausscheiden (aus D); Büro, Haus verlassen, kommen (aus D); Geld ausgeben müssen, verbrauchen; sich lossagen (von einer Religion); Schule, Klasse absolvieren, abschließen;
bundan ne çıkar? was wäre schon dabei?; was ergibt sich daraus?
2. v/i ausgehen; Ausschlag sich bilden; Bart sprießen; Befehl ergehen; Brand, Krieg ausbrechen; Buch, Zeitung erscheinen, herauskommen; Einband abgehen; Fett gewonnen werden (-den aus D); Fleck herausgehen; Flugzeug aufsteigen; Gesagtes sich bewahrheiten, sich erfüllen; Geschwür aufgehen; Gesetz herauskommen; Gestirn aufgehen; Kleid gehen (aus einem Stoff); Laub herauskommen; Preis (an)steigen; Saat sprießen; Schuh gehen (vom Fuß); Ware auf den Markt kommen; Wort entfallen (-den); Zahl abgehen (-den von D); Zeit, Monat vergehen; auf die Toilette gehen, austreten; sich erweisen als, sich herausstellen als;
bu iş çıkmadı die Sache hat nicht geklappt;
çocuğun kolu çıktı das Kind hat sich den Arm ausgerenkt
3. (-e) Treppe hinaufgehen; (-den –e) ziehen (aus D in A); (-e) sich auf den Weg machen; steigen auf einen Berg, besteigen (A); fahren, gehen an den Bosporus; landen (in D; an D); sich jemandem zeigen; auftauchen (önüne vor jemandem); erscheinen (vor D, z.B. Gericht); Geld kosten; gelangen zu einer Stellung; jemandem gleichkommen; Los jemandem zufallen; Tür, Fenster gehen (auf A); THEA eine Rolle spielen; Weg führen (nach D);
geziye çıkmak auf Reisen gehen;
karaya çıkmak an Land gehen;
-e karşı çıkmak fig auftreten (gegen A);
müdüre çıkmak sich beim Direktor melden;
turneye çıkmak auf Tournee gehen
4. ohne Suffix: Betrag noch dazulegen; (-i) Geld rausrücken

Türkçe-Almanca sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Schlagen Sie auch in anderen Wörterbüchern nach:

  • çıkmak — I, 81, 305, 343, 362, 420, 424; II, 17, 18, 116, 246; III, 16, 120, 144, 161bkz: taşıkmak, tışıkmak çekerek bağlamak, I I, 21 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüze çıkmak — 1) bir sıvının üst bölümüne çıkmak 2) belli olmak, açığa çıkmak, belirmek Evimizde artık pek de gizli tutulamayarak yüze çıkmaya başlayan bu rezalet yani gelin ve damat arasındaki bu sevda alışverişi böyle devam edip duracak mı? M. Ş. Esendal 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çizmeden yukarı çıkmak — bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli. M. C. Anday …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fos çıkmak — bir işin sonu gelmemek, boş çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mehtaba çıkmak — ay ışığında gezip dolaşmak O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sahabetçi çıkmak — kayırmak, arka çıkmak Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zenneye çıkmak — tiy. orta oyununda erkek oyuncu, kadın rolüne çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”